ORAL KONTRASEPTİFLER VE KARDİYOVASKÜLER SİSTEM


Overler (yumurtalıklar) dişi cinsiyette kasık bölgesinde bulunan temel üreme hücreleri ve hormon üretiminin yapıldığı bir çift organdır. Yumurtalıklar dişilik hormonu olan östrojen ve progesterona ek olarak adrenal bezleriyle (böbreküstü bezi) birlikte erkeklik hormonları olarak bilinen androjenleri de ufak miktarda üretir. [Vücuda bilinen ve bilinmeyen binlerce etkisinin bulunmasına karşın günümüzde kabul edilen etkileri görselde özetlenmiştir]

                                                           

Hormonların insan bedenine etki edebilmesi için vücutta o hormona özgü reseptörler bulunmaktadır. Kadında cinsel dürtü oluşumu, psikolojik esenlik, kemik sağlığı ve daha birçok konu için androjenlerle östrojen kombine çalışmak durumundadır. Yani östrojen reseptörü bulunan her hücrede androjen reseptörü de bulunur cümlesi yanlış değildir.

Yumurtalık ve adrenal bezlerde üretilen androjenlerin büyük kısmı premenopozal kadınlarda overlerin granüloza hücrelerinden; postmenopozal kadınlarda başlıca yağ ve kas dokuda ‘aromataz’ adlı enzimle östrojene çevrilir.

                                                                

Aromataz enziminin postmenopozal kadınlarda başlıca yağ dokudan salınması aşırı kilolu kadınlarda daha fazla östrojen oluşumuna neden olur. Bu durum aterosklerotik plağın çok daha kalın ve hassas görüldüğü ve bu plağın yırtığının daha çok görüldüğü postmenopozal kilolu kadınlarda östrojenin koruyucu etkisinin olmadığının bir göstergesi olabilir.

Menopoz döneminde yaşanan sıkıntılar arasında kadınların en çok yakındığı durum şüphesiz gece terlemeleri ve sıcak basmalarıdır. Bu sıcak basmaları 1-5 dakika arası sürer ve yüz, boyun, göğüs bölgesine yayılır. Bu durum rahatsız edici olmaya başladığında çoğunlukla hormon tedavisine başlanılır. Hormon tedavisinde eğer histeroktomi geçirildiyse (rahim alındıysa) sadece östrojen preparatı; histeroktomi geçirilmediyse (rahim alınmadıysa) rahim kanseri riskini azaltmak için östrojene kombine progesteron da tedaviye eklenir. Bu tedavi semptomların %80`ini geçirmeye yeter.

Burda kullanılan östrojenin oral (ağızdan) ve transdermal (cilt bandı şeklinde deriye yapıştırılarak) formu vardır ve her iki form eşit derecede etkilidir. 

Başlangıçta söylenildiği gibi her hormonun vücuda etki edebilmesi için o hormona özgü reseptörü bulunmaktadır. İki tip östrojen reseptörü (alfa ve beta) vardır. Genel olarak üreme organları (rahim ve meme) ve karaciğerde alfa reseptörü çoğunluktayken; kemik ve kan damarında ise beta reseptörü yaygındır. Bu reseptörler meme, rahim kanseri gibi birçok önemli kanserle ve aterosklerozla da yakından ilişkilidir.

Peki Ateroskleroz Nedir?

Ateroskleroz damar duvarının kalınlaşıp sertleşmesi ve iç duvarında plak birikmesidir. Daha çok kalbi besleyen koroner damarlar, aort damarı, kol ve bacakları besleyen damarlarda damarın en iç tabakası olan endotel tabakasının hasarı ile başlar. Endotel hasarına neden olan başlıca kolesterol ve trigliserit (kan yağları) yüksekliği olmakla beraber, kan basıncı artışı, sigara vb. tütün ürünleri ve şeker hastalığı da bu durumun oluşumunda etkilidir.

Kandaki başlıca kolesterol taşıyıcıları olan LDL partikülleri kolesterolü karaciğer ve bağırsaktan alıp vücutta gerekli olan yerlere taşırlar. HDL ise temizleyici partiküldür. Kandaki fazla kolesterolü karaciğere taşır ve bu yüzden iyi kolesterol denir.

İnsan vücudu için problem yaratan durum ise LDL'nin aşırı bolluğunda kolesterolü atardamar duvarına bırakmasıyla başlar.

Bu yüzden LDL’ye kötü kolesterol denir. 

Fazla LDL damar duvarında birikince serbest radikaller LDL’ye yapışır ve okside LDL’ye dönüşür. Bu biriken kolesterol ve diğer yağlar damar duvarında fibrin adlı yapıdan kılıf yapıp plak oluşturur. Bu durum damarı sertleştirir, pıhtı oluşumuna elverişli hale gelir ve ateroskleroz oluşur. 

                                           

Oluşan plağın yırtılmasıyla yahut tromboz (pıhtı) oluşumuyla kalp krizi ve inmeler meydana gelir.

Hormon Tedavisinde Östrojenin Rolü Nedir?

Hormon tedavisinde östrojenin kolesterol üzerine olan etkisi HDL seviyesini arttırıp LDL seviyesini azaltması ve LDL’nin oksidasyonunu önlemesidir.

Östrojen Her Zaman Faydalı Mıdır?

Östrojenin HDL’yi arttırıp LDL’yi azaltması iyi bir yön olarak görülse de yüksek miktarda östrojen desteği kanda trigliserit seviyesini arttırır ve ateroskleroz oluşumuna katkıda bulunur. Ayrıca pıhtı oluşumunu tetikleyen madde (koagülasyon faktörleri ve proteinler) miktarında da artışa neden olur.

Kalp ve Östrojen/Progesteron Replasman Araştırması(HERS)

ABD’de 20 merkezde gerçekleştirilen HERS; östrojenle birlikte progesteronun kardiyovasküler sağlık üzerine etkisini kalp hastalığı öyküsü olan menopozdaki 2.763 kadın üzerinde test etti. Bu ‘ikincil koruma’ deneyinde hormon kullanımının HDL’yi %10 arttırıp LDL’yi %11 azaltmasına rağmen, tekrarlayan kalp krizi ve koroner hadiseleri önlemediği görüldü.

Kadın Sağlığı İnisiyatifi(WHI)

WHI;yaş grubu 50-79 arasındaki postmenopozal kadınlarda kalp hastalığı, osteoporoz, göğüs ve kolorektal kanserler gibi birçok hastalığın potansiyelini azaltan tedavilerin risk ve yararlarını saptamak için tasarlanmıştır.

ABD’de 40 merkezde 161.809 sağlıklı ve menopoz dönemindeki kadın araştırmaya alınmıştır. Bu deney HERS’in aksine ‘primer koruma’ deneyidir yani varolmayan bir hastalığa yakalanmayı önlemeyi amaçlar.

Deneyde kalp sağlığı açısından menopozdaki hormon tedavisini araştırmak için histeroktomi geçirmemiş 16.608 menopozdaki kadına her gün Prempro (0,625 mg östrojen+2,5 mg progesteron) ya da plasebo (farmakolojik olarak etkisiz bir ilacın telkine dayalı bir etki ortaya çıkarma yöntemidir. Tedaviye yönelik bir etkisi yoktur.) verildi. Histeroktomi geçirmiş 10.739 kadına ise her gün Premarin(0,625 mg östrojen) ya da plasebo verildi. 

Bu deneyin verileri 1993-1998 arasında kaydedildi ve araştırmanın 2005’te sona ermesi planlanırken; Prempro deneyi 2002 yılında durduruldu. Kalp sağlığı üzerine beklenen faydasının aksine gerçekte bu ilaç grubunu kullanan kadınlarda kalp krizi ve diğer kardiyak hastalık riski plasebo grubuna göre %29 arttı. Ayrıca meme kanseri, inme, bacaklarda kan pıhtısı olma ihtimali yüksekti. Yani riskler faydalardan ağır basmıştı. Bu bulgular American Medical Association’ın 2004 sayısında yayımlandı.

Ateroskleroz Üzerine Yapılan Bir Deney…

Asıl amaç plak bulunan damarların sağlıklı damarlara kıyasla östrojene daha farklı tepki verdiği düşüncesini desteklemektir. Bu deneyde maymunlar yumurtalıkları alınarak menopoza sokuldu ve yağ oranı yüksek besinlerle besleyip ateroskleroz başlatılmaya çalışıldı. Bu maymunlardan bazılarına yumurtalıkları alındıktan hemen sonra östrojen verildi. Geri kalan maymunlara ise 2 yıl aradan sonra hormon tedavisi başlandı. Erken hormon tedavisine başlanan maymunlarda %70 daha az ateroskleroz görülürken; geç tedavi başlangıçlı maymunlarda ateroskleroz oranında bir düşüş yaşanmadı.

Sonuç:

Östrojen hakkında yapılan deneylere katılan kadınların çoğunda zaten damar duvarında ciddi miktarda aterosklerotik plak oluşumu vardı.

Östrojen tedavisi bu plak gelişimini yavaşlatmada etkili olmadı.

Ancak plak oluşum miktarı daha düşük olan kadınlarda östrojen ateroskleroz ilerlemesini yavaşlattı.

KAYNAKÇA:

-www.ncbi.nlm.nih.gov/Risks and benefits of estrogen plus progestin in healthy postmenopausal women:principal results From the Women’s Health Initiative randomized controlled trial

-www.ncbi.nlm.nih.gov/Vascular Actions of Estrogens:Functional Implications

-www.whi.org/Estrogen and Hypertension

-https://www.ahajournals.org/Gender and Baboon Aortic Steroid Hormone Receptors

-Menopoz Tedavisi ve Kanser/Prof. Dr. Turgay ATASÜ

-Menopoz ve Hormon Tedavisi/Dr. Joann E. Manson–Shari S. Bassuk

Yazar: Büşra ULAR, Mustafa Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisidir.

 

5 Comments

Ayşenur

Ayşenur

24 May 2019 17:04
Maşallah! Çok güzel olmuş!

Furkan

Furkan

24 May 2019 17:05
Ellerinize sağlık!

Alparslan

Alparslan

24 May 2019 17:36
OKS hakkında ilmi ve daha gerçekçi bir yaklaşım olmuş zira genelde tek yönlü bı bakış açısıyla yaklaşılırken burada geniş bı yelpazeden olaya yaklasılmis ve yapılan çalışmalarla da desteklendiği için eline sağlık güzel bı çalışma olmuş

Çağla

Çağla

24 May 2019 18:59
Gereksiz cümle kalabalığına yer verilmemiş,bu yüzden okurken sıkmıyor ve bilgilendiren bir yazı. Tebrikler Doktor Hanım!!

Yeliz KAŞKO ARICI

Yeliz KAŞKO ARICI

19 May 2020 02:34
Tebrikler, çok anlaşılır bir makale olmuş.

Yorum Bırakın

E-Mail adresiniz gözükmeyecektir.